Evren Bayraktar Kimdir?
Anıtkabir’in açılışından, bir gün (!) sonra yani her daim hüzünlü kalacak 2 Eylül tarihinde dünyaya gelmiş, pek dindar olmasa da yeri geldiğinde kindar olabilen, işine geldiği şeyi ‘çok şükür‘ asla unutmayan, ömrü hayatını bilgisayar bilimlerine adamış ve bu sektörden ekmek kazanan bir bireyim.
Kalbur üstü bir aileden geldiğim için çok küçük yaşlarda tanıştım bilgisayarla. “Web sitesi” nasıl yapılır’ı sevgili kuzenim Kürşat, Microsoft Frontpage üzerinde öğretti bana, sene 1998 aylardan Ekim’di. İşte o yıl, o ay hayatımın virajını almış bulunmaktayım. O günden beri, şuanda başında bulunduğun “içinden akım geçen tel” meretinden hiç uzak kalmadım.
Lise eğitimimi düz lisede aldığım için hızla gelişmekte olan sektörü yabancı kaynaklardan takip edemesemde, Türkçe kaynakları elimden geldiğince takip etmeye çalıştım. 2005 yılında adım attım Web Programcılığı sektörüne, 2006 yılının Ocak ayında piyasaya çıktı ilk projem.
Büyük umutlar ile hayata geçirdiğim proje benim için tam bir hayal kırıklığı oldu ve soğudum sektörden. Her ne kadar sektörden soğumuş olsamda, eskiden gelen alışkanlık, kopamadım bu meretten, kopmak da istemedim.
Geçen yıllarda kendimi Kırıkkale Üniversitesi, Fizik bölümünde buldum. ( Çok severdim Fiziği.. ) Üniversite yıllarımı arkadaşlarıma sürekli “birşeyler yapalım abi” diyerek geçirdim. Her zaman biz günü yaşayan değil, güne yön veren olmalıydık diye düşünürdüm. Birşeyler’i asla bulamazdık, üniversiteye radyo kurmaktan, okul çıkış kapısına köfteci tezgahı açma fikrine kadar A’dan Z’ye pek çok şey konuştuk, bir yere varamadık. ( Tebessümle hatırlıyorum o günleri. ) Kendime yediremiyordum, ben bu üniversiteye, bu şehire damgamı vurmadan gidemem diyordum ve öğrencilik hayatımın son senesinde 15 günlük emek sonucunda, KkuLife ‘ı hayata geçirdim, tek başıma !
KkuLife, Kırıkkale Üniversitesine ait resmi olmayan ( böyle birşey nasıl resmi olabilir ki ? ) tek sosyal ağ sıfatını taşıyan web projesiydi. Açılımını Kırıkkafalar Üniversitesi diye uydurmuştum. Öğrenci numarası ve şifresi ile giriş yapılıyor, üniversite otomasyonunun sağlamadığı sınıf arkadaşlarının notunu görebilme imkanı sunuyordu. Hal böyle olunca 20 gün sonunda 17.000 üyeye ulaştı. 21. gün, okul yönetimi duruma el attı ve siteyi kapatmamı rica ettiler, uygun bir dille (!) Öğrencisiniz, uygun bir dille uyarılıyorsunuz, kapatmama gibi bir şansınız yok.. İşte o an soğudum Kırıkkaleden, Üniversitesinden. Birkaç gün sonra The FaceBook filmini izledim, neredeyse başıma gelen olaylar aynı. Üniversite böylesine devasa bir projeyi destekleyeceğine köstek olmuştu. “Yaptığı hatanın farkında değil” sıfatı ile yönetimin Rektöründen, Bilgi İşlem Daire Başkanına kadar hepsi tanıyordu Evren Bayraktar’ı..
Sonuç olarak, istediğim son ile tamamlanmasada, ben “birşeyler yapmak” adına elimden geleni yapmıştım. O yüzden bugün, keşke yapmasaydım diyeceğim bir keşkem de yok. ( Bu arada; keşke demekten nefret ederim. )
Üniversite bittikten sonra, ben hala yabancı dil sıkıntısı çeken, bilişim sektöründen elini çekememiş fakat gelişmeleri takip etmekte zorlanan, anadolu üniversitelerinden birinden mezun, işsiz, baba parası yiyen, arada freelance iş yapan, hayal perest bir bireydim.
Bu noktada sevgili annem ve babam desteklerini esirgemeyerek beni ODTU’nün Hazırlık Programının aynısı olan dil kursuna yolladılar. ( Eğer Ankarada olup da, yabancı dil öğrenmek istiyorsanız tavsiye edebileceğim tek yer. ) ODTU de dil eğitimime devam ederken pek gereği olmayan, genel kültür için biraz pahalı olan, Bilge Adam diye anılan ama içinde “bilge” olmayan yerde sistem ve network isimli, satış esnasında içeriği dolu, eğitim esnasında boş ve yalan, denk geldiğin eğitmenin yetenek ve becerisi ile doğru orantılı olarak genel kültür kazanabileceğin yer de eğitim aldım. Bu iki eğitimi tamamladıktan sonra iş arayışlarına giriştim ve;
1998 de site yaparken tanıştığım yonlendir.com adresli sitenin yapımcısı, 2006 da hayata geçirmek için debelendiğim, bir umut olur diye mail atıp, yardım için aldığım cevap sayesinde blogcu.com adresli sitenin yapımcısı Devrim Demirel ile tanışıp, sahibi olduğu Beril Teknoloji ( BerilTech) isimli firmada web developer lead web developer olarak kariyerimi sürdürüyorum.
Şimdi sizlere soruyorum, Steve Jobs haklı değil mi ?
Noktaları asla ileriye bakarak birleştiremezsiniz, her zaman geriye bakarak birleştirebilirsiniz. Steve Jobs.
İş arkadaşlarımın aksine, burda yetkinliklerimi sizler ile paylaşmayacağım. Çünki ben kendimi hala bom boş bir tahta olarak görüyor ve çakılması gereken o kadar çok çivi olduğunu düşünüyorum ki, önümüzdeki 20 sene hala öğrenmeyi seven bir “öğrenci” olarak kalmayı planlıyorum.
Daha fazla detay isterseniz, evren kimdir diye sorabilir, sosyal medyadan bana ulaşabilirsiniz.
Tüm yazıyı okudum.. Biraz uzun ! olsada evet Steve Jobs haklı.Başarılar 🙂
Hikaye gibi okudum çünkü kendimi buldum anlattığında ama benim sonum senin hikayen gibi değil maalesef ben hala uzaklarda bir yerde sessiz sessiz gezinir, keşfedilmeyi beklerim. Keşfedilsemde ne yapacağımı bilmeyerek.Olsun umut da güzeldir bir yerde…